WSJ: Türkiye, Suudi Arabistan ile 5 milyar dolarlık anlaşmaya çok yakın
The Wall Street Journal (WSJ), Türkiye’nin uyguladığı alışılmışın dışında politikalara rağmen, dünya çapında yumuşaması beklenen makroekonomik koşullar ve uluslararası bağlantılarla ekonominin yeniden güçlenebileceğini kaydetti.
ABD ekonomi basınının önemli gazetelerinden The Wall Street Journal, Türkiye ekonomisiyle ilgili bir habere yer verdi.
Yazıda, zorlu bir yılın ardından yatırımcıların ülke ekonomisinin 2023 yılında yaşanan mali zorluklarla baş edemeyeceğini veya ülkenin politikalarını değiştirmek zorunda kalabileceğini düşünebilecekleri ancak her iki durumun da gerçekleşmeyebileceği belirtildi.
Türkiye’nin yakından takip edilen ödemeler istikrarının ekim ayında sadece 400 milyon dolar civarında açık verdiği belirtilen yazıda, söz konusu bilginin önceki ayda 2,9 milyar dolar açık şeklinde gerçekleştiği hatırlatıldı.
Yazıda, mevsimsellikten arındırılmış ödeme istikrarına ilişkin bilgilerdeki iyileşmenin bir miktar daha yavaş olduğu belirtilirken, Türk lirasındaki değer kaybının ülkenin ihtiyacı olan dövizi sağladığı ifade edildi. artan turizm ve ihracat ile
Yazıda, Ekim ayında Türkiye’nin cari açığındaki düşüşün en önemli nedeninin emtia fiyatlarındaki gerileme olduğu belirtiliyor. terimler kullanıldı.
Yazıda, doların güçlü olduğu, petrol ve emtia fiyatlarının yükselişe geçtiği bu yılda Türkiye’nin en çok zorlanan ülkelerden biri olduğuna dikkat çekilerek, Türkiye’nin bu tür sıkıntıları 2019’da aşabileceği ifade edildi. 2023 küresel enflasyondaki yavaşlama ile.
Yazıda, Döviz Korumalı Mevduat (KKM) gibi sistemlerle Türk lirasının değer kaybının önüne geçildiği ve finansal sistemdeki oynaklığın azaltıldığı belirtilirken, bankaların artık daha güçlü göründüğü belirtildi.
Yazıda, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) rezervlerinin son zamanların en yüksek seviyesinde olmasına rağmen, bu artışta Türkiye’nin jeopolitik müttefiklerinin sağladığı fonların büyük önem taşıdığı kaydedildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Pazartesi günü yaptığı konuşmada, 2023 yılında enflasyonun yüzde 20’ye ulaşmasını beklediğini hatırlattı. Faiz indirimlerinin başlayabileceği bildirildi.
Türkiye’nin 2018’de yaşadığı kur krizine vurgu yapılan yazıda şu ifadelere yer verildi:
“O dönemde uluslararası yatırımcıların olumsuz yaklaşımı Türk bankalarının borçlarını çevirmesini zorlaştırıyordu. Bu kurumlar o dönemden itibaren döviz yükümlülüklerini azaltıp gelirlerine paralel olarak döviz borçlandılar. Yatırımcılar KKM gibi yatırım araçlarına yöneldiler. Hükümetin uluslararası fonlama yerine yerli bankalara yönelmesiyle yurt dışındaki döviz yükümlülükleri azaldı, “Dolara dayalı varlıklar da arttı. Bu, TCMB’nin net uluslararası rezervlerini 23 milyar dolara çıkarması ve sistemin işleyişi için kullanması ile mümkün olmuştur. Son dönemde Türk Lirası’ndaki oynaklığın azalması da hanehalkının dövize dayalı mevduatlarını bozdurmaya başlamasına neden oldu.”
Fon yöneticilerinin bu durumu mucize olarak nitelendirdiği haberde, TCMB’nin bu rezervleri başka ülkelerden swap ve forward yoluyla borç aldığı ve fiyatının Kasım ayında 69 milyar dolara ulaştığı belirtildi.
Yazıda, kredi karamsarlığının Erdoğan’ın Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Çin ve Güney Kore ile yaptığı takas anlaşmaları ile aşıldığı belirtilirken, Türkiye’nin Suudi Arabistan ile 5 milyar dolarlık anlaşmaya çok yaklaştığı görülüyor.
Yatırımcıları, piyasa bazlı olmadıkları için bu anlaşmaların uzun sürmeyeceğini düşünmemeleri konusunda uyaran yazıda, “Erdoğan bu durumu sonsuza kadar sürdüremese de jeopolitik prestijinin düşmesi beklenmiyor. Aslında ticaret rakamlarındaki iyileşme devam ederse Erdoğan’ın ekonomik modeli bu süreçten zarar görür.