Haber

“Sigorta” Bilinci “Deprem” Bilinci Kadar Önemli

Türkiye’yi derinden sarsan depremin ardından bölgenin yeniden yapılanması ve konut krizinin önüne geçilebilmesi için konut ve deprem sigortaları tartışılmaya başlandı. Türkiye’de sigortalılık oranının düşük olması vatandaşların bireysel girişimlerinde sıkıntı yaşamalarına neden olabilir. Türkiye’nin önde gelen sigorta acenteleri arasında yer alan Falcons Sigorta Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Onus, “Afet sonrası yeniden yapılanmanın başarılı olabilmesi için sigorta bilincine ihtiyacımız var. Zorunlu deprem sigortası zararları karşılamak için tek başına yeterli değildir.”uyarıyor.

Kahramanmaraş ve Hatay’da meydana gelen depremler nedeniyle onbinlerce insan hayatını kaybederken, yıkılan, acil yıkılan veya ağır hasarlı bina sayısı 150 bine yaklaştı. On milyarlarca dolarlık maddi kayba yol açan ve Türkiye tarihinin en büyük depremleri arasında yer alan bu sarsıntılar, binaların dayanıklılığının yanı sıra sarsıntı ve konut sigortasının da gündeme gelmesine neden oldu.

Şahin Sigorta Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Onuş, depreme hazırlık açısından binaların sağlamlığı ve yönetmeliklere uygun inşa edilmesinin yanı sıra afet sonrası yeniden yapılanma sürecinde oluşacak zararın tazmininin de önemli olduğunu vurguladı. çok değerli.

DASK’ta üst limit 640 bin TL, konut sigortasında limit yok

Onus, Türkiye’nin güneydoğusunda meydana gelen yıkıcı depremlerin ardından yeniden inşa çalışmalarının yıllar sürebileceğini ve önemli maliyetlere yol açabileceğini belirtti. Onus, sarsıntı ve konut sigortasının iyileşme sürecinde büyük değer taşıdığını söyledi. “Depreme dayanıklı binalar yapalım ama sigorta yaptırmayı da unutmayalım. Aksi halde kamuya ve yapı sahiplerine çok büyük bir mali yük biniyor” dedi.söz konusu.

Onus, zaruri deprem sigortasının binadaki hasarın makul bir kısmını karşıladığını, DASK’ta 2023 için üst sınırın 640 bin lira olduğunu bildirdi. Binaların “kaba inşaat” olarak nitelendirilebilecek kısmını teminat altına alan zorunlu deprem sigortası, vatandaşın tüm zararını karşılamaya yetmiyor. İsteğe bağlı konut sigortasının tüm riskleri kapsadığını ve üst sınırı olmadığını vurgulayan Önuş, büyük bir depremin beklendiği Marmara Bölgesi’nde sarsıntı sigortası oranının yüzde 64 olduğunu, isteğe bağlı konut sigortası oranının ise çok daha düşük seviyelerde kaldığını bildirdi. .

“Endüstriyel alanlar, işyerleri ve araçlar da güvenlik altına alınmalı”

Onus, yerleşim alanlarının çoğunun fay hatlarına yakın olduğu Türkiye’de, sigortalı olan tüm konutların sarsıntı ve konut sigortası olması gerektiğine dikkat çekti. Sanayi bölgeleri, işyerleri ve araçların sarsıntı ile sigorta kapsamına alınmasının çok değerli olduğunun altını çizen Onus, şöyle konuştu:

“Bunun için deprem bilinci kadar sigorta bilincini de geliştirmemiz gerekiyor. Deprem sigortası ve konut sigortası birbirini tamamlar. DASK sadece binadaki hasarı karşılarken, konut sigortası konuttaki her şeyin kaybını tazmin edebilir. Konutu ve içindeki tüm eşyaları şok, hırsızlık, yangın, sel veya sel gibi risklere karşı sigortalıyor.

Depremi engelleyemiyoruz ama sağlam binalar yapıp sigorta yaptırırsak depremin büyük bir tehdit olmasını engelleyebiliriz.  Depremde evleri hasar gören ve eşyaları kullanılamaz hale gelen vatandaşlarımızın bir an önce günlük hayata dönebilmeleri sağlanmalıdır. Bu nedenle maddi zararın tamamının tazmin edilmesi çok değerlidir.”

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu